Tuesday, May 29, 2007

Amadeus (1984)


Gokdeniz'le gosterim siralarimiz degistik ve bu hafta benim cok sevdigim bir filmi, Amadeus'u izleyecegiz. ODTU'de Muzik Tarihi dersi alanlar buyuk olasilikla filmi izlemislerdir, ben de ilk kez bu derste izlemistim.

Amadeus 1984 yapimi 8 oscarli bir film. Hem senaryosu hem de oyuncularin performansi cok basarili. Film imdb'de drama/music olarak yer alsa da komedi unsurlarinin filme katkisi yadsinamaz. Filmde trajik oyku, Oscar kazandiran bir yonetmenlik ve mukemmel muziklerle sunuluyor. Filmi izledikten sonra Mozart'in sanatina bir kez daha hayran kalmamak elde degil...

"Amadeus. The man. The music. The magic. The madness. The murder. The mystery. The motion picture."

Benim en sevdigim filmlerden biri; izlemeyenlerin begenecegini, izleyenlerin ise tekrar izlemekten tekrar izlemekten pisman olmayacagini umuyorum. Persembe'ye gorusmek uzere...

imdb linki

Burcin :))


Tuesday, May 22, 2007

Gwoemul (The Host, Yaratik)

Gecenlerde birileri daha hic korku filmi gosteren olmadi diye konusuyordu. Ben de bu istegi goz onunde bulundurup ama altin baklava'nin bugune kadar olan alternatif ruhunu da bozmadan 2006 Guney Kore yapimi Gwoemul (The Host, Yaratik) adli filmde karar kildim.

Joon-ho Bong'un bu 3. uzun metrajli filmi, gumbur gumbur gelen Guney Kore sinemasinin son gozdelerinden biri. Ulkemizde Bagimsiz Filmler Festivali'nin gece yarisi kusaginda gosterimleri yapildi ancak genis vizyon sansi da bulacak mi bilmiyorum.

Neyse oncelikle Turkce cevirisinde kullanildigi gibi korku filmlerinin yaratik filmleri kategorisine giriyor bu film. Boyle olunca da yaratigin kendisi de onem kazaniyor. Bu noktada verecegim bilgi yaratigin tasarimi ile ilgili.. Ozel efektler ve yaratigin tasarimi, Yuzuklerin Efendisi uclemesinin gorsel efektlerini yapan Yeni Zellandali sirket Weta Workshop'in elinden cikma.

Iste biraz klise olacak ama dogaya atilan zararli kimyasallar yuzunden mutasyona ugramis bir yaratik soz konusu olan. Aslinda karnini doyurmaktan baska kotu niyeti olmayan bu yaratigimiz, mesken belledigi Seul'deki Han nehri boyunca en cok insan etini sevmis olacak ki buldugu insanlari kendine kurban seciyor. Oyku de yaratigimizin boyle yemeeek!!! olarak avladigi bir ailenin kucuk kizini kurtarmaya calisan Park ailesinin cabalari etrafinda sekilleniyor.

Soguk savas sirasinda Hollywood'da cekilen cogu bilimkurgu filmi icin o filmlerdeki uzaylilarin veyahut canavarlarin komunizm'i temsil ettigi savi cokca dile getirilir. Joon-ho Bong'un filmi bu bakimdan rolleri degistiriyor diyebiliriz. Her ne kadar yonetmen politik olmaktan kacindim dese de filmi izlediginizde sizler de goreceksiniz, bu film de alt metin okumalarina cok acik (bu not Emre icin :D).

Bir ufak not da "Ben korkarim korku filmi izlemem." diyenler icin; Gwoemul korkuttugu kadar gulduren de bir film olmus. Taylan biraderlerin (kotu) filmleri Okul filmi icin kullanilan korkunc-komik tanimlamasi bu filme cuk oturuyor. En trajik anlarda bile oyle ufak seyler oluyor ki yuzunuzde istemeden bir tebessum olusuyor.

Boyle iste, Persembe gunu bulusmak uzere...

Aykut

imdb linki


Thursday, May 3, 2007

The Party (1968)

Hayat Treninden daha zevkli bi filmdir umarim. hep birlikte gorucez.

Peter Sellers plays Hrundi V. Bakshi, a clutzy Indian actor, who is kicked off the set of a Hollywood movie in which he's little more than an extra anyway. By mistake, he gets invited to the director's lavish Hollywood party, where he stumbles his way around and wreaks havoc.


sevgi